🐰 Yavuz Bülent Bakiler Aşk Şiirleri
05s8. Şiirler Gel Şiiri – Yavuz Bülent Bakiler Nasıl ağlamıştın öyle akşam nasıl büyümüştü içimde yerin?Japon türkülerine benziyordu gözlerinSen japon türkülerini bilmezsin… Pişman oldum yaptığıma o günden beriGel gitme çocuk!Buruk bir acı çöker yüreğime geceleriNereye bu hazin yolculuk SEN PİŞMANLIĞI BİLMEZSİN… Gözlerin olmasaydı, beni ağlatmasaydıAlıp giderdim başımı uzak iklimlere yarınHani bahar gelince pembe güller açar yaSenin de öyle mektupların. Şarkıların, türkülerin en güzel olduğu yerdenNe olursun bir ses getir bana güzelliğin mi alıp götürdü birden?Ama bu yalnızlık beni hep kahredecek. Burası İstanbul mu böyle yosun kokulu?Gel gitme vakit Beyazıt Kulesi’nden türküler bu kadar güzelken Şimdi Japon türküleri söyleniyor gel!Rüzgar gibi uzaklardan, yelken gibi denizlerdenGel bırakma sokaklarda böyle yapayalnız beniİSTANBUL BU KADAR GÜZELKEN. YAVUZ BÜLENT BAKİLER TÜM ŞİİRLERİ
ANALAR Garibin anası pencerelerdenYanık türkülerle yollara bakarİncecik yüzünde her akşam üstüÇizgi çizgi nokta nokta bir efkar. Fakirin anası her sabah sessizAğlar çocuğunun aç çıplak durduğunaElleri koynunda kalır çaresizBin pişman doğduğuna,doğurduğuna. Mahkumun anası susar konuşmazSuçu kendisinde insanlardan aydınlıklardanDuvarlara bile baksa utanır. Açılsa üstüm biraz,duyar da gece yarısıKalkar yatağından gelirBir mübarek el usanır yorganıma usulcaBilirim anamın elidir. Bir merhamet bir sıcaklık bir gururYavrum diyen sesindeVe huzurun günde beş vakit nabzı vururBeyaz tülbentinde,seccadesinde. Karımın anası anama benzerÖylesine yakın duygulu sözü bir,yayla gözesi kadar berrakOturtacak yer bulamaz çıkıp yanına gidinceYüreği destanlar gibi sımsıcak. Ve alnım açıksa,başım dikseDirliğimiz varsa,mutluysamYüzüme gülüyorsa böyle bu beyaz zambak gibi pırıl pırılsa yavrumVe yavrumsa herşeyi bana sevdiren bir birBu mutluluk bu düzen bu bitmeyen aydınlıkAnasının yüzü suyu hürmetinedir. Yavuz Bülent Bakiler LİSELİ KIZ Benim de bir zamanlar sevdiğim vardıBeyaz dantel yakalı liseli bir bahçelerde, yaylalarda yeşerenAl karanfiller gibiydi aşkımız… Gülünce içimde rengârenk güzel,Güller açılırdı bilirsiniz ya yıldızsız siyahGeceler gibiydi gözleri. Bir mermer çeşmeden akan su gibi,Geçip gidiyordu bize yaşıyorduk kendi kaderimiziBütün yaratılkardan yuvada bekleşen sabırsız, küçükSerçeler gibiydik ikimiz. Gözleri konuşurdu susunca, mahzunSeni seviyorum’ gurbetten, hasretten yanaSıcak türküler söylerdi… Üstelik bir ceylan gibi sebepsizÜrkek halleri deyince oturup sessizÇocuklar gibi ağlardı. Bilmiyorum simdi kaç yıl, kaç mevsimİçli mektuplar yan yana yürür, beraber otururdukAma konuşamazdık. Ben görmedim şimdi öyle diyorlarBüyümüş artık liseli kız, gelin olmuş…Unuttum her şeyi diyormuşVe her gece rüyâsını nur topu kadar güzelsarışın çocukları süslüyormuş. Görsem çocularını şimdi diyorumBakamam yüzlerine çaresizBana bakar çocuklar gözlerinden tanırımBiliyorum, hiç birşey bilmezler amaBakamam, utanırım Yavuz Bülent Bakiler AĞGÜL Ağgül’üm şimdi Sivas’taSerin rüzgârlar eser…Rüzgârlar alıp gider ümitlerimiÜmitlerim gitti gider Ağgül’üm şimdi Sivas’ta sessiz, sedasızBoy verir ince serviler…Sallanır bütün dalları garip sızılar içindeUzaklardan el eder… Ağgül’üm şimdi uzakta, çok uzaklardaKadınlar, kızlar, gelinler…bir yandan iş görür; bir yandan duyulmamışSıcak türküler söyler… Ve şimdi yollardan bilirsin inim inimKağnılar gelir geçer… Düşer yollara köylüler kağnıların ardındanGarip, perişan, derbeder… Bir gariplik çöker gönlüme birden bireYollarda yolcular birer ikişerOy benim garip başım! ..Oy garip gönlüm! ..Gayri her akşam yüreğim, yaylı tamburlar gibiİnim inim iniler… Ağgül’üm şimdi Sivas’ta içli türküler içli türkülerde sen varsın…Her köşe başında ürkek bir gölge gibiKarşıma sen çıkarsın. Konuş Ağgül’üm derim ağızsız, dilsizSelviler gibi susarsınAğgül’üm şimdi Sivas’taSerin rüzgârlar eser…Rüzgârlar alıp gider ümitlerimiÜmitlerim gitti gider. Yavuz Bülent Bakiler Resim Nerde tasa duymadan yaşadığım o günlerBereketin nerde Rabbim, rahmetin nerdeÇavdar ekmeği yenen kerpiç evlerdeSorulan ben duymaz çilesini tütmeyen ocaklarınTanrım ne olursun yüzümüze sokaklarda dilenciler aç çıplakYorulan ben bir damla yağmur, kavrulur toprakVe çıplak ayaklar basamaz susuzluktan şerha şerha bin kere Yarılan ben bütün yetimlerin yüreği bende sızlarAğlar içimde her akşam isimsiz anasızlarOyuncaksız, salıncaksız, kucaksız çocuklaraSarılan ben karanlıklar üzerimizdenÖlüm kol gezer her kurşunlar sıkılır uzak köylerdeVurulan ben yükselir sonra minarelerdenBütün camilerde sabır, el-pençe divan varır alınlar, Kur’an okunurDurulan ben olurum Yavuz Bülent Bakiler SANA GELDİM MEVLANA Sana geldim Mevlana…Düştüm yollara Fatiha’larlaÖnümde yemyeşil ışıktan bir izYıkanmış yaprak gibi tertemiz Sana geldim Mevlana…Herşey öylesine mağrur,sessiz,tertemizGeçmiş asırlardan beri tertemizBir el dokundurursam sandukalaraUyanır Horasan erleri Sana geldim Mevlana…Divan durdum önünde, duygulu, sessizİçimde ne hasret, ne gül, ne bülbülŞimdi ezan nur alem, nur Konyaİşte sabır, işte aşk, işte tevekkülSen bilirsin Mevlana… Sana geldim Mevlana…Ayet ayet İslam,nakış nakış TürkBir türbe içinde ne güzel manaSerin bir rüzgarla çok uzaklardanSana geldim Mevlana… Yavuz Bülent Bakiler BEN SARHOŞ DEĞİLİM KORKMA Söylenenlere inanmaBen sarhoş değilim korkma diyorumBir mum gibi tek başına karanlıklarda yanmaUzaklardan çıkıp geldi aç kapıları artıkOdalara saklanma. Ben sarhoş değilim, korkma, diyorumBeni böyle ağlatan yüreğimdeki gögsüme düşmüşse, sallanıyorsamYorgunluğumdandır. Ben sarhoş değilim, korkma, diyorumBir varmış, bir yokmuş gibiyim gel bağışla, utandır beni artıkSensiz yapamıyorum inan ki. Ben sarhoş değilim, korkma, diyorumDökemiyorsam eğer içimi bir birKonuşamıyorsam, susuyorsam, gidemiyorsamSeni sevdiğim içindir. Ben sarhoş değilim, korkma, diyorumBeni böyle yapayalnız bırakıp kaçmaYa gel tut ellerimden geceye karşıYa hiç kapıları açmaBeni böyle yapayalnız bırakıp kaçmaBen sarhoş değilim, korkma, diyorum. Yavuz Bülent Bakiler SENİ YAZDIM EBEM KUŞAKLARINA seni yaşadıktan sonra anladımbana sensin mahşer nuru, kol-kanatiçimde şahlanıp duran huysuz atdizginsiz gemsiz değil! unuttum gözyaşı döken kadınıördüm gerçek aşkın ruh mihrabınıbir yay gibi gerdim göğe adınıgönül kubbem artık alemsiz değil! benim neme gerek yıldız, dolunayrahatlığa paydos, çileye hayhayne kuştüyü yatak ne ruhsuz saraygünlerim İbrahim Etem’siz değil! açılın açılın kalabalıklariçerim zemheri, dışarım baharbir alev halinde geçtiğim yollarHallac-ı Mansur’suz, Keremsiz değil! uzakların daha uzaklarınabüyük zaferlerin nur tabakalarınaseni yazdım ebemkuşaklarınaellerim çaresiz, kalemsiz değil! Yavuz Bülent Bakiler EMİNE BACI Ben Numanlar Köyü’nden Emine BacıYaşım belki doksanbir,belki ayaklarım buğdaylar kadar temizYaz gelince dibeklerde çaresizDövülen benim benim,benim! Benim şimdi harmanlarda savrulanKara topraklarda buğu,yetim ocaklarda dumanSeferberlik yıllarından beri dul kalanGelinim,gelinim,gelinim!… Ben Numanlar Köyü’nden Emine BacıÜrüzgarın erittiği karlara söner odamda geceleri yanan mumYüreğime bir ses verin diyorumİnim inim,inim inim!… Ben Numanlar Köyü’nden Emine Bacı !Tadım tuzum yok gayrı,ağzımda dilim acıVarıp hangi doktordan alsam ilacıBen kim,doktor kim,ben kim?… Beni böyle ilmek ilmek dokuyup saran ağrıBiliyorum gayrı,ölüme çağrıKuru dallar gibi Allah’a doğruUzar beş vakit ellerim,ellerim,ellerim! Ben Numanlar Köyü’nden Emine BacıÜzerime dağlar gibi çile gelir deYa sabır çekerim evvel emirdeBir kuru canım var çok şükür bir deBir yatak bir yorgan bir yatak bir yorgan bir kilim… Yavuz Bülent Bakiler Eserleri ŞiirYalnızlık, 1962Duvak, 1971Seninle, 1986Harman, 2003Bir Gün Baksam Ki Gelmişsin Gezi notlarıÜsküp’ten Kosova’ya 1979Türkistan Türkistan 1986 İncelemeŞiirimizde Ana 1976Tabuları YıkmakSivas’a Şiir 1973Âşık Veysel 1986ElçibeyMehmet Akif’te Çağdaş Türkiye İdeali 1990Sözün Doğrusu 1-2 2002Sevgi MektuplarıGidenlerin ArdındanArif Nihat Asya İhtişamı AnıUnutamadıklarımGönlümdekiler ve ÖtekilerHatırladıklarım
yavuz bülent bakiler aşk şiirleri