🎁 Divan Edebiyatı Nesir Örnek Metinler

Startstudying divan edebiyatı şair eser eşleştirme. Learn vocabulary, terms, and more with flashcards, games, and other study tools. Divan edebiyatı şairlerinin aruz ölçüsü ile yazdığı lügaz metinler, Türk halk edebiyatında ise hece ölçüsü ile kaleme alınıyor. Lügaz metinlerine örnek olarak şunları Kutadgu Bilig, İslami Türk edebiyatının bilinen ilk eseridir. Balasagunlu Yusuf tarafından yazılan bu manzum siyasetname 6645 beyitten oluşmuştur. Kutadgu Bilig, Doğu Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han’a sunulmuştur. Yaklaşık 55 ile 59 yaşlarında Kutadgu Bilig’i yazan Balasagunlu Yusuf bu gayretinin neticesini almıştır. Lise 10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Konuları ve Müfredatı HİKAYE, ŞİİR, DESTAN, ROMAN, TİYATRO gibi konulardan oluşmaktadır. 10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinde işlenecek konular iki dönem halinde aşağıda paylaşıldı. 2022 ve 2023 10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Konuları ve Müfredatı şu şekildedir; 10. NEF’İ (17. yüzyıl ) Nef’i, Padişah I. Ahmed zamanında Erzurum’dan Istanbul’a gelmiştir. Babası Erzurum eşrafındandır ve Kırım hanının nedimlerindendir. Dönemin Kırım hanı Canıberk Giray, Sadrazam Kuyucu Murat Paşa’ya bir mektup göndererek, şairin Istanbul’da çevre bulması, sıkıntı çekmemesi için yardım Yalnız misafir gelince tavada kavurup dibekte döğdüğü iki tane kahveyi misafire içirir, seyreder. Gecesi uyku ile baygın, gündüzü işle yorgun geçer. Tekne başında soyunur, lime lime çamaşırını ip başında giyer. Yalnız saraya ait has araziyi ekmekle, tımar ve zeamet hırsmı yatıştırmakla meşguldür. 15 yüzyıl divan edebiyatı süslü nesir yazarıdır. Süslü nesrin ilk temsilcisidir. En önemli eseri seci ve söz oyunlarıyla yüklü süslü bir münacat olan Tazarru-name’dir. Eserleri: Tazarru-name ; Maarifname ; Tezkiretü’l Evliya ; MERCİMEK AHMET. 15. yüzyıl sade nesir yazarıdır. II. Divanedebiyatı tanımı tümüyle Anadolu'ya özgüdür. Tarihsel süreçte dindışı ve dini tasavvuf olmak üzere iki kolda gelişti. Şiir ve düzyazı alanındaki en eski örnekler 13. yüzyıldan kalmıştır. Divan edebiyatında başlangıcından beri şiir, düz yazıdan daha önde gitmiş ve daha gelişmiştir. edebiyatuygulamaları. . 9. Sınıf Türk Edebiyatı Etkinlikleri (Yılmaz DAĞ) 9.Sınıf Türk Edebiyatı Güzel Sanatlar ve Edebiyat Konu Etkinliği Servet-i Fünun Edebiyatı Etkinliği (Yılmaz DAĞ) Divan Edebiyatı Sanatçı-Eser Eşleştirme Uygulaması Etkinliği Servet-i Fünun ve Fecr-i. 13-19. yüzyıllar arasında ürün veren bu edebiyata şairlerinin şiirlerini “divan” adı verilen yazmalarda toplamaları dolayısıyla Divan edebiyatı denir. Bu edebiyat, medrese kültürüyle yetişen aydın şairlerin Arap ve İran edebiyatını örnek alarak oluşturdukları klasik bir edebiyattır. Türkedebiyatında nesir türü, Tanzimat Dönemi edebiyatından sonra gelişmeye başlar. Daha öncesinde Türk edebiyatında Batılı anlamda bir nesir geleneği yoktur. Makale, deneme, gazete türündeki yazılar, Batı edebiyatı örnek alınarak kaleme alınmış ve günümüze kadar kendi geleneğini oluşturarak sürmüştür. ciko6189 divan edebiyatının oluşumu lazım olur. Divan Edebiyatı: Türklerin İslâm dinini benimsemesinden sonra ortaya çıkan yazılı edebiyattır. Arap ve Fars edebiyatının etkisi altında gelişmiştir. Bu etki, Arapça ve Farsça sözcüklerin Türkçe’ye girmesinin yanı sıra, bu dillerin anlatım biçimlerinin benimsenmesiyle Ndgz. Course Name Code Semester T+U Hours Credit ECTS Prosein In Classical Turkish I TDE 357 5 3 + 0 3 5 Precondition Courses Recommended Optional Courses Course Language Turkish Course Level Bachelor's Degree Course Type Optional Course Coordinator ARZU YILDIRIM Course Lecturers Course Assistants Arzu Yıldırım, B. Gülay Açar Course Category Other Course Objective To ensure to understand whether Classical Turkish literature that always accepted poetry literature, didn’t consist of just poem. To ensure to understand that firstly teszkires, like seyahatnȃme, etc. Literary types and subjects have an important place in this literature. Also, to emphasize the importance of prose in our classical culture through the examples of history, dictionary and divan prefaces which were written in a prose style. Course Content To review the proses which were written since the beginning of the 13. century; to discuss the characteristics of the language of the period; the influence of Arabic and Persian on Turkish; to analyse the words and concepts taken from Arabic and Persian; to read selected texts from works, such as Tevarih-i Al-i Osman, Battalname, Danişmendname, Tazarruname, which were written from beginning of the 13. century to the end of 15. century; to introduce the important works of its time and the following periods; the change of prose acording to the centuries. Course Learning Outcomes Teaching Methods Assessment Methods 1 Students describes the prose language, which is different than the poetic language.. Lecture, Question-Answer, Drilland Practice, Motivations to Show, Brain Storming, Testing, Homework, 2 Students explains the differences between prose language and poetic language. Lecture, Question-Answer, Drilland Practice, Motivations to Show, Brain Storming, Testing, Homework, 3 Student compares the prose texts, which were written in the Ottoman period, with the texts written after the Tanzimat period in regard to language and content. Lecture, Question-Answer, Drilland Practice, Motivations to Show, Brain Storming, Testing, Homework, 4 Student discusses the prose texts, which were written in the Ottoman period, with the texts written after the Tanzimat period in regard to language and content. Lecture, Question-Answer, Drilland Practice, Motivations to Show, Brain Storming, Testing, Homework, 5 Student analyses the master’s of the Turkish language and their works. Brain Storming, Lecture, Question-Answer, Drilland Practice, Motivations to Show, Testing, Homework, 6 Student evaluates the developments that Turkish has experienced and how it developed under the influence of Arabic and Persian. Lecture, Question-Answer, Drilland Practice, Motivations to Show, Brain Storming, Testing, Homework, Week Course Topics Preliminary Preparation 1 Poetry and prose in our Classical literature Nail Tan page 1-5 2 Examples of “Hamzaname” in our literature and selected texts to read 3 Stories of “Dede Korkut” and selected texts to read 4 Battalnames and selected texts to read 5 Danishmendnames and selected texts to read 6 The other prose texts which were written in 13. and 14. centuries 7 Sinan Pasha and selected texts from his work “Tazarruname” 8 Ebulhayr Rumi and selected texts from Saltukname 9 Visa exam 10 Selected texts to read from anonymous Tevarih-i Al-i Osman. Sample texts selected from “Tevârih-i Âl-i Osmân” will be provided. 11 The other prose texts which were written in the 15. century 12 Seminar presentation 13 Reading the examples of divan prefaces which were written in the 15. century Sample texts from prefaces of Ahmed Paşa and Necati´s Divans will be provided. 14 Review Previous subjects will be repeated. Resources Course Notes Course Resources Prof. Dr. Fahir İz, Eski Türk Edebiyatında Nesir, Pub Akçağ; Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, Author Orhan Şaik Gökyay, Seyit Ali Karaman, Yücel Dağlı, Pub Yapı Kredi Kültür Sanat; Ahmet Atilla Şentürk-Ahmet Kartal, Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Pub Dergah; Kınalızade Hasan Çelebi, Tezkiretüş-şuara, Author İbrahim Kutluk, Pub Türk Tarih Kurumu. Order Program Outcomes Level of Contribution 1 2 3 4 5 1 Students gain the ability of speaking and writing in Turkish language correctly, clearly and literary. X 2 Students be informed about Atatürk’s principles and reforms. 3 Students aim to gain knowledge of a foreign language at a level of which lets them to follow current researches about Turkish Language and Literature field. 4 Students can analyze Turkish language phonetically, grammatically, syntactically and semantically. 5 Students can evaluate texts written in Turkic languages from the beginning up to modern Turkish literary and grammatically. X 6 Students recognize basic texts of Turkish Language and Literature field; can read and transcribe texts which are representatives of development of Turkic Languages. X 7 Students can evaluate theories of modern and classical literature with regards of literary movements and literary theories and can make critical in point of literature and linguistics. X 8 Students can make literary and interdisciplinary scientific researches about literary periods, literary movements and authors in a sense of professional liability. X 9 Students comprehend contents of knowledge of dialects and accents; can analyze texts belonging to Turkey Turkish dialects. 10 Students can make researches about folklore by learning required methods and technics. 11 Students gain the basic knowledge and skills of the ability of making researches and studies in Turkish Language and Literature field. X 12 Students can apply and use their knowledge in academy and in public services which they have gained by their education in Turkish Language and Literature department. X 13 Students gain the awareness of necessity of lifelong learning and gain skills to put it into practice. X 14 Students look out for professional liability and moral values in Turkish Language and Literature field. X Evaluation System Semester Studies Contribution Rate 1. Ara Sınav 60 1. Kısa Sınav 10 2. Kısa Sınav 10 1. Ödev 20 Total 100 1. Yıl İçinin Başarıya 50 1. Final 50 Total 100 ECTS - Workload Activity Quantity Time Hours Total Workload Hours Course Duration Including the exam week 16x Total course hours 16 3 48 Hours for off-the-classroom study Pre-study, practice 16 2 32 Mid-terms 1 5 5 Quiz 2 3 6 Assignment 1 10 10 Performance Task Laboratory 1 15 15 Final examination 1 10 10 Total Workload 126 Total Workload / 25 Hours dersAKTSKredisi 5 16. Yüzyıl Divan Edebiyatı. XVI. yüzyıl, Osmanlı Devletinin her alanda yükselişe geçtiği bir dönemdir. Bu asırda devlet, güçlü padişahların idaresinde büyüme ve gelişmesini sürdürerek büyük bir imparatorluk haline gelmiştir. XVI. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun başında şu padişahlar bulunuyordu II. Bayezîd 1480 – 1512, Yavuz Sultan Selim 1512 – 1520, Kanuni Sultan Süleyman 1520- 1566, II. Selim 1566 – 1574, III. Murat 1574 – 1595, III. Mehmet 1595 – 1603. Yüzyılın başında II. Bayezîd’den, 1512’de yönetimi devr alan Yavuz Sultan Selim, doğu sınırlarında sürekli karışıklıklar çıkaran ve Osmanlı Devleti’ni uzun süre uğraştıran Şah İsmail tehlikesini Çaldıran zaferiyle ortadan kaldırdığı gibi, Anadolu’da toprak bütünlüğünü sağlamış, Suriye, Hicaz ve mısır onun yönetiminde imparatorluğun sınırları içerisine katılmıştır. 16. Yüzyıl Divan Edebiyatı Kanuni Sultan Süleyman’ın yaklaşık yarım asırlık saltanatı döneminde ise Avrupa’ya seferler düzenlenmiş, Belgrad ve Rodos alınmış, Avusturya toprakları ele geçirilmiş, Macaristan devletin bir eyaleti durumuna gelmiştir. Osmanlı orduları Avrupa ortalarına kadar yürümüş ve nihayet Viyana kapılarına dayanmıştır. Bunun yanında Tebriz ve Bağdat alınmış, Avrupa ve Asya’daki Sınırlar genişletilerek emniyet altına alınmıştır. Öte yandan Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, Preveze Savaşı’nı zaferle sonuçlandırarak Akdeniz’i bir Türk gölü haline getirmişlerdir. Kanuni Sultan Süleyman’ın saltanatının sonunda, Osmanlı Devleti, üç kıtaya hakim, dünyanın en güçlü ordusuna sahip, zengin ve haşmetli bir imparatorluğa dönüşmüştür. 16. Yüzyıl Osmanlı EdebiyatıKanuni’nin yerine geçen II. Selim döneminde Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa’nın tecrübesi ve başarılı yönetimi sayesinde, devletin eski gücü devam etmiş; fakat yüzyılın sonlarına doğru, çok uluslu bir devlet olmanın beraberinde getirdiği bazı sıkıntılar, aksaklıklar ortaya yaşanan siyasi gelişmelerin yanında devletin diğer kurumlarında da gelişmeler meydana gelmiştir. İdari teşkilatta bir takım değişiklikler yapılmış, büyüyen ve problemleri gittikçe artan ülkenin ve siyasi hayatın ihtiyaçlarına göre kanunlar yeniden düzenlenmiştir. Bilim kurumlarının geliştirilmesine ve sayılarının arttırılmasına çaba gösterilmiştir. Öte yandan bu asır, imar faaliyetlerinin de yoğunlaştırıldığı bir devir olmuştur. Bütün ülke, özellikle İstanbul ve Edirne Mimar Sinan gibi bir dehanın ve onun yetiştirdiği usta mimarların yaptığı câmi, medrese, han, hamam, köprü gibi ölümsüz eserlerle donanmıştır. Türk Dünyası El Kitabı, 92 131 16. Yüzyıl Divan EdebiyatıBu asırda Osmanlı Devleti’nde yaşanan siyasi, sosyal, ekonomik gelişmelere paralel olarak ilim, kültür ve edebiyatta da önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Bu dönemde İran Şairleri’nin etkisi görülmekle birlikte Fuzûlî, Hayalî, Bâkî gibi örnek alınabilecek usta şairler yetişmiştir. Türk şiiri, İran şiirini taklitten kurtularak ve orijinal eserler vererek Klasik bir Türk Şiiri haline gelmiştir. 16. Yüzyıl Osmanlı EdebiyatıŞiir ve edebiyatın bu yüzyılda gelişmesinde, padişahlardan başlayarak bütün devlet büyüklerinin edebiyata ve özellikle de şiire önem vermeleri, şairleri, sanatkârları korumaları ve kıymetli eserleri ödüllendirmeleri etkili padişahları birkaçı dışında, şiir ve edebiyatla ilgilenmişlerdir ve II. Murad’dan başlayarak çoğu, şiir de söylemişlerdir. Fatih Sultan Mehmet Avni, II. Bayezid Adli, Yavuz Sultan Selim Selîmî, Kanuni Sultan Süleyman Muhibbî, II. Selim Selimî, III. Murad Muradi mahlaslarının kullanmışlardır. Bazılarının mürettep divanları da mevcuttur. 16. Yüzyıl Divan Edebiyatı“Bu asırlarda müderrislere, âlimlere, danişmendlere gösterilen saygı ve itibar o derece yüksektir ki bu devirlerin gençleri ilim adamı olmaya, medreseye ve hocalığa karşı her meslekten üstün bir heves ve alâkâ duyuyorlardı. Bunun içindir ki Mimar Sinan gibi eşsiz bir sanat dehâsı, kendisini yetiştiren ve kendisine yetişen çok sayıda mimar arasından bu asırda yükseliyor; İlan-i Kemâl Kemal Paşaoğlu, Ebü’s Suüd, Kınalızâde gibi âlimler; Zâti, Hayâli, Ruhî, Taşlıcalı Yahya Bey ve Bâkî gibi şairler; Hoca Sâadeddin Efendi, Gelibolulu Ali gibi tarihçiler; Sehi Lâtifi, Âşık Çelebi gibi tezkire yazarları bu kültür muhit ve heveslerinin yetiştirdiği alimler ve sanatkârlar arasında yer alıyorlardı.” 16. Yüzyıl Divan EdebiyatıBANARLI; 1971 558 XVI. YÜZYIL MENSUR ESERLERİBu asırda manzum eser sayısında görülen artışın yanında mensur eserlerde de konu bakımından çeşitlilik ve sayı bakımından artış göze çarpar. Şûarâ tezkireleri dini tasavvufi eserler, ahlak kitapları ve siyaset-nameler sanatın, şiir ve edebiyatın gelişmesini hazırlayan böylesine uygun bir ortamda, büyük ilim adamları, tarihçiler, şair ve nesir ustalarının yetişmesi, Osmanlı Devleti’nin büyüklüğüne yaraşır bir Osmanlı – Türk kültür ve edebiyatı meydana getirilmesini sağlamıştır. 16. Yüzyıl Divan biyografi alanında çok değerli eserlerin yazıldığı bir devirdir. Taşköprülüzâde’nin tanınmış şeyh, bilim adamları ve şâirleri yazdığı Şakâıku’n – Nu’mâniyye adındaki eserinin yanında , sadece şairlerin hayatı ve sanatları hakkında bilgi veren ve “Tezkire-i Şu’arâ” adı verilen eserlerin en önemli örneklerini bu asırda bulmak mümkündür. XVI yy’nin şuara tezkireleri Sehî Bey, Lâtifî, Âşık Çelebi, Hasan Çelebi, Ahdî ve Beyanî’nin tezkireleridir. Lâtifî, Âşık Çelebi ve Hasan Çelebi’nin eserleri edebiyat tarihimizin en tanınmış tezkireleridir.Türk Dünyası El Kitabı, 92 131Türk edebiyatında yazılmış, elde bulunan ilk tezkire Ali Şir Nevâyi’nin Mecalisü’n- Nefais’idir. Osmanlı sahasında ise varlığı bilinen ilk tezkire Sehi Bey’in “Heşt Behişt” adlı tezkiresidir. Telif tarihi 1538 olan bu eser Anadolu şiir alanında yetişen şairlerinden söz eden ilk tezkire olması bakımından önemlidir. Sehi Bey, eserini sekiz bölüme ayırmıştır. İlk dört bölüm başta devrin hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman olmak üzere, sultan, şehzade, vezir, kazasker gibi büyük devlet adamlarıyla, tanınmış bilim adamlarına ayrılmış. Beşinci bölümden sonra Anadolu’da yetişmiş olan şairleri doğum tarihlerine göre sıralamıştır. Bu tezkire şairler hakkında geniş kapsamlı bilgi vermese de Anadolu Türk Edebiyatının en eski şairlerini unutulmaktan kurtarması bakımından büyük bir önem arz eder. 16. Yüzyıl Divan Edebiyatı1325’te İstanbul’da basılmış olan tezkire yurt dışında da yayınlanmıştır. Güney Kut, Heşt Bîhişt, The Tezkire by Sehi Bey, Harvard, 1978 Ayrıca eserin O. Recher ve Necati Lugal tarafından Almanca’ya çevirisi ikinci tezkiresi Latîfî’nin 1546 yılında yazmış olduğu Tezkiretü’ş- Şu’arâ adlı eseridir. Şairleri alfabetik sırasına göre vermiştir. Verdiği bilgilerin doğruluğu, şairlere değerleri kadar yer ayırması ve şiirlerini değerlendirirken verdiği hükümlerin doğruluğu büyük bir önem taşır. Eser 1314 yılında İstanbul’da basılan tezkire, Chabet ve O. Recher tarafından iki kez Almanca’ya çevrilmiştir. 16. Yüzyıl Osmanlı ŞiiriXVI. yüzyılın bir başka önemli tezkiresi Âşık Çelebi’nin “Meşârü’ş Şu’arâ adlı eseridir. Şair ve şiirden söz ettiği önsözün ardından padişahlara yer ayırmış, daha sonra da şairleri ebced harflerine göre sıralamıştır. 1566 yılında yazılan bu eser Meredith Owens tarafından 1971 yılında Londra’da Hasan Çelebi, 1586 yılında bitirerek dönemin padişahı III. Murad’a sunduğu, “Tezkiretü’ş- Şu’arâ” dönemin bir diğer tezkiresidir. Eserinde yer verdiği 631 şairle, tezkireler arasında en fazla şaire yer veren tezkiredir. Çok ağır bir dil kullanmıştır. Tezkire İbrahim Kutluk tarafından yayınları arasında bastırılmıştır. 16. Yüzyıl Divan ŞiiriBir diğer tezkire ise Bağdadlı Ahdî’nin Gülşen-i Şu’arâ’sıdır. Ahdî, eserinde Sehi Bey ve Lâtifî tezkirelerinden bazı şairleri eserine eklemiş, Bağdat ve İran’da yaşamış Türk şairlerine de yer vermiştir. 1546 yılında eserini tamamlayan Ahdî tezkiresinde, eski dönemlerde yaşayan şairleri almamış, sadece çağdaşlarına yer yılında Beyani tarafından yazılmış olan Tezkiretü’ş- Şu’arâ, Hasan Çelebi tezkiresinin bir özeti niteliğindedir. Bu yüzden bu eserin pek fazla değeri yoktur. 16. Yüzyıl Osmanlı ŞiiriBu asırda tezkireler dışında başka biyografik eserler de yazılmıştır. Bu eserler arasında, daha önce de belirtildiği üzere Şakâyıku’n- Nu’maniyye önemlidir. Bu eser Arapça olup, Türkçe’ye çeviri ve zeyilleri yapılmıştır. Eserin değeri daha sonraki yüzyıllarda da devam etmiş ve XVII. asırda bu biyografik esere eklemeler yüzyılın diğer önemli mensur eserleri arasında ahlak kitapları da vardır. Kınalızâde Ali Çelebi’nin Ahlâk-ı Alâ’i sini ve İbn Kemal’in Câmi’ün – Nesâih adlı kitabını bu eserler arasında sayabiliriz. 16. Yüzyıl Divan ŞiiriXVI. yüzyılda yazılmış, mensur tarihler de vardır. Bu tarihlerin bir bölümü sanatlı, süslü bir üslupla yazılmış olmakla birlikte, sade nesir üslubuyla da yazılmış olanları vardır. Hoca Saadettin efendinin Tâcü’t-Tevârih’i bu tür eserler arasında ünlüdür. Bu eser, Osmanlı Devleti’nin başlangıcından Sultan II. Selim devri sonu olan 1574’e kadar geçen olayları içine alır. Tâcü’t-Tevârih 1279 – 1280 yıllarında İstanbul’da 2 cilt halinde devrin en önde gelen tarihçisi Gelibolulu Mustafa Ali’dir. Künhü’l –Ahbâr adlı eseri, peygamberler tarihi, İslam tarihi, Türk ve Moğol tarihi, Osmanlı tarihi olmak üzere dört cilttir. Osmanlı tarihine ayrılan dördüncü ciltte 1299 yılından 1598 yılına kadar olan olaylar anlatılmış, her padişah devri sonunda tanınmış şeyhler, ilim adamları ve şairler hakkında bilgi verilmiştir. 16. Yüzyıl Osmanlı ŞiiriBüyük Türk Klasikleri; 1986 200Bu yüzyılda ayrıca Arap ve İran edebiyatının tanınmış mensur eserlerinden hikâyelerden çeviriler yapıldığı gibi, aşk, macera konularında da telif hikâyeler yazılmıştır. Bu dönemin önde gelen nasirleri arasında Lâmi’î bulunmaktadır.MENGİ; 2000 172 Edebiyatımızın şuara tezkireleri gibi önemli eserleri arasında nazire mecmuaları yer alır. Şairlerin birbirlerine söyledikleri nazireleri toplayan bu kitaplar şairler arasındaki tesirleri, hayal ve mana alışverişini, hangi şairlerin kimler tarafından sevilip okunduğunu anlatması ve divanı olmayan pek çok şairin şiirlerini bir araya getirerek kaybolmaktan kurtarmaları bakımından önem taşırlar. Edebiyatımızın tanınmış bütün nazire mecmuaları, XVI. asrın ürünüdür. Bu yüzyılın ilk mecmuası Eğridirli Hacı Kemal’in Câmi’ün – Nezair’i dir. İkinci mecmua ise Edirneli Nazmi’nin Mecmua’ün – Nezair adındaki eseridir. Pervâne b. Abdullah’ın 1560 yılında meydana getirdiği eser de bunlara örnektir. 16. Yüzyıl Divan ŞiiriTürk Dünyası El Kitabı 92 142Türk edebiyatında kendine has türlerden biri olan şehrengizler, ilk kez bu yüzyılda edebiyatımızda görülür. Şehrengiz yazan şairler ve şehrengizlere konu olan şehirler şunlardırAli Gelibolu, Azîzî İstanbul, Âşık Çelebi Bursa, Beyanî Sinop, Cemâli İstanbul, Cefâyi Rize, Cafer Çelebi Bursa, Cemâli Siroz, Fakîrî İstanbul, Fîkrî İstanbul, Firdevsî Çelebi Edirne, Hayreti Belgrad, Hayreti Vardar Yenicesi, Hâlife Diyarbakır, Katip İstanbul, Kerimi Edirne, Mesini Edirne, Rahmi Yenişehir, Sâfi İstanbul, Siyâmî Antakya, Ulvi Manisa, Usulî Vardar Yenicesi, Yahya Edirne, Yahya İstanbul, Zâti EdirneTürk Dünyası El Kitabı 92 150 16. Yüzyıl Osmanlı ŞiiriXVI. ASIR OSMANLI SAHASINDA MESNEVİXVI. asırda mesnevi türünde pek çok eser yazılmıştır. İran edebiyatından gelen klasik konuların yanında; dini, ahlaki, tasavvufi, hikâyeler, mevlid ve hilyeler, Maktel’i Hüseyniler, hadis-i erbain çevirileri, saki- nâmeler, fetih- nâmeler vb. bir çok eser yazılmıştır. Bu asırda hamse sahibi sanatçılarda bulunmaktadır. Yine, yerli tasvirlere, gelenek ve göreneklere yer veren küçük hikâye türünde mesnevilere rastlanmaktadır. Edebiyatımızda yerel motiflerin kullanılmaya başlanması mahallileşmeye yönelişin bir ifadesi olarak düşünülebilir. 16. Yüzyıl Divan EdebiyatıBu asır din, ahlâk ve tasavvuf konularının çok işlendiği bir asırdır. Bunların yanında tanınmış aşk hikayeleri mesnevi şeklinde söylenmiş, bazıları ise Farsça’dan Türkçe’ye çevrilmiştir. Bu dönemde ahlaki konulu manzum ve mensur eserlere çokça yer verilmesi, Osmanlı Devleti’nin büyümesi ve yükselmesi sonucunda gelen ihtişam ve refahla gelen ahlaki çöküşle açıklanabilir. 16. Yüzyıl Osmanlı Şiiri XVI. yüzyılda mesnevi türünde tanınmış şairlerden biri Taşlıcalı Yahya’dır. Taşlıcalı Yahya’nın Hamse’sinde yer alan mesneviler şunlardır Gencine-i Râz, Kitâb-ı Usûl, Gülşen-i Envâr, Yusuf ile Züleyha, Şah u Gedâ’dır. Gencine-i Râz Taşlıcalı Yahya’nın ilk mesnevisidir. Kitâb-ı Usûl ve Gülşen-i Envâr ile beraber din, tasavvuf, ahlak ve aşk mevzularında yazılmış küçük hikayelerden meydana gelmektedir. Şâh u Gedâ’nın konusu ise İstanbul’da geçen te’lif bir hikayedir. Bu mesnevide, İstanbul’daki bazı yerlerin, Ayasofya, Sultan Ahmed Camii gibi tarihi eserlerin tasvirlerinin yapılması mesnevinin önemini arttırmaktadır. Kanuni devrinde Hamse’sini yazmış olan Taşlıcalı Yahya mesnevilerinin hepsinde onu övmüştür. Bir Divan ı da bulunan Taşlıcalı Yahya Divân’ındaki şiirleriyle de tanınmıştır. Divân’ı yayınlanmıştır. Yahya Bey, Divan, Haz, Mehmet Çavuşoğlu, İst. 1977 16. Yüzyıl Divan ŞiiriMENGİ; 2000 170XVI. asrın mesnevicileri arasında tanınmış bir başka isim de Kara Fazlî’dir. Gül ü Bülbül, Hüma Hümayûn ve Lüccetü’l- Esrar bilinen mesnevilerindendir. Bunların içinde en tanınmışı Gül ü Bülbül’dür. Bu mesnevi, gül ile bülbül arasındaki aşkı anlatan alegorik bir diğer bir mesnevi yazarı da Hakanî Mehmed Efendi’dir. Hakanî’nin Hilye’si mevcuttur. Bu eserini büyük ölçüde Süleyman Çelebi’nin Mevlid’inin etkisinde kalarak yazmıştır. Hakanî’nin hilyesi çok beğenilmiş ondan sonraki birçok şair hilye yazmıştır. Bu eserde Arapça kelimelerin çokluğu dikkat çeker. Hakanî’nin ayrıca Divan’ı ve Kırk Hadis Tercümesi de asırda bilinen diğer dini – ahlaki konulu mesnevilerin bazıları şunlardırŞemsi’nin Deh-Mürg’ü, Halveti’nin Gülşen-i Tevhid’i, Şâhidî’nin Türkçe yazdığı Gülşen-i Tevhid ve Farsça olarak yazdığı Gülşen-i Esrâr’dır. Ayrıca bu yüzyılda on beşe yakın şairin mevlid yazdığını kaynaklardan öğreniyoruz. Bunun yanında kırk hadis ve yüz hadis çevirileri de yazılmaya devam etmiştir. Bu yüzyılda, manzum tarihlerin ve fetih-namelerin sayılarında da artış söz konusudur. Balisli Şükrü’nün Yavuz Sultan Selim’in fetihleri hakkında yazdığı Selim-name, Murâdî’nin Fetih-nâme-i Kal’a-i Nova’sı, İshak Çelebinin Selim-name’si, Senâyî’nin Süleyman-nâme’si bunlar arasında sayılabilir. 16. Yüzyıl Divan ŞiiriMENGİ; 2000 172XVI. ASIR ÇAĞATAY SAHASI TÜRK EDEBİYATIÇağatay edebiyatı bu yüzyılda Nevâyî’nin etkisinde gelişimini sürdürmüşse de güçlü bir faaliyet Şah, XVI yy Orta Asya Türk edebiyatının en büyük temsilcisidir. Türkçe ve Farsça Divanı ile bir Aruz Risalesi ve Mübeyyen adlı dini mesnevisi bulunan Babür Şah’ın Türkçe Divan’ı yeni harflerle basılmıştır. {Babür Divanı Gramer – Metin – Sözlük – Tıpkı Basım, Haz. Bilâl YÜCEL, AKM Yay. Ank. 1995} Nevâyî’nin yolunu takip eden Babür Şah’ın en önemli eseri mensur olarak yazdığı anılarını içeren Babür-nâme adlı ASIR AZERİ SAHASI TÜRK EDEBİYATIBu yüzyılda Azeri Türkçe’sinin kullanıldığı bölge Safeviler’in yönetiminde bulunuyordu. Şii mezhebinin resmi kurucusu olan Safevi Hükümdarı Şah İsmail’in Hatâyi mahlasıyla şiirleri bulunmaktadır. Hatâyi’nin yazdığı şiirlerin çoğunda, kurucusu olduğu mezhebin propagandası görülür. Aruz ve divan nazım şekillerini kullanmakla birlikte, ilahi nazım şeklini ve hece veznini kullandığı şiirleri de mevcuttur. Hatâyi Divanı iki kez basılmıştır. Saadettin Nüzhet Ergun tarafından 1946’da ilk baskısı yapılan Divan, ikinci kez 1959 yılında Turhan Gencei tarafından Napoli’de bastırılmıştır. Hz. Ali’nin niteliklerini övdüğü Deh-nâme adlı eseri üzerinde ise Hamit Araslı çalışmış olup, 1948 yılında Bakü’de yayımlanmıştır. 16. Yüzyıl Divan ŞiiriFuzûlî, VI. asrın azeri sahasındaki ve Divan edebiyatındaki en güçlü şairlerindendir. Manzum ve mensur olarak Türkçe, Arapça ve Farsça 13 kadar eser Manzum EserleriTürkçe Divân’ı, Fuzûlî’nin en tanınmış eseridir. Divan, mensur bir önsözle başlar, manzum parçalarında bulunduğu önsözde Fuzûlî sözün kıymetini belirterek devrin dönemin şiir ve şaire bakışıyla ilgili bilgiler verir. Divân’da 40 dolayında kaside, 300’den fazla gazel ve diğer nazım şekilleriyle yazılan şiirler bulunmaktadır. Türkçe Divân eski harflerle Tebriz, Mısır, Taşkent ve İstanbul’da basılmıştır. Bu Divan yeni harflerle de 5 kere basılmıştır. İlk iki baskı Abdülbaki Gölpınarlı, 3. baskı Ali Nihat Tarlan, 4. ve 5. baskı ise Kenan Akyüz, Sedat Yüksel, Müjgan Cumbur, Süheyl Beken tarafından hazırlanmıştır. 16. Yüzyıl Divan ŞiiriFuzûlî’nin diğer bir eseri olan Farsça Divân’ı Türkçe Divân’ına göre daha hacimlidir. Bu Divan’ında da bir önsöz bulunur. Onun Farsça Divân’ında bulunan gazelleri; içerdikleri anlam ve kullanılan manzumlar bakımından Türkçe gazellerinin aynısıdır. Bu Divân, tıpkı basım olarak yayımlanmıştır. Fuzûlî, Farsça Divân, Yay. Hasibe Mazıoğlu, Ank. 1962 Divân’ın tercümesi de Ali Nihat Tarlan, Farsça Divân Tercümesi, İst. 1950MENGİ; 200 143Leyla vü Mecnûn adlı eseri Fuzûlî’nin kendisinden önce ve sonra yazılan Leyla ile Mecnûn mesnevilerinin en güzelidir. 3096 beyitten Bade 440 beyitten oluşan ve Türkçe olarak yazılan afyank şarabı karşılaştır. Alegorik bir eserdir. Afyon, Bade, Arak, Nuki gibi canlı olmayan içki ve yiyeceklere, teşhis ve intâk yoluyla kişileştirilmiş ve Farsça olarak yazılmış bir mesnevidir. İnsanın “insan-ı kamil” olma yolunda geçirdiği aşamaları Hadîs-i Erba’in Manzum olarak yazılan 40 hadis tercümesidir. Molla Câmî’den çevrilen bu eser Türk edebiyatında diğer sanatçılar tarafından da tercümesi yapılan bir Mensur EserleriHadikatü’s Sü’edâ Hz. Hüseyin’in Kerbelâ da şehit edilmesini anlatan bir eserdir. Arada küçük manzum parçaların da bulunduğu bu eser, Hüseyin Vâ’iz Kâşisi’nin Rauzatü’s- Şüheda adlı eseri esas alınarak yazılmıştır. Fuzûlî bu eserinde gazellerinde görülen lirizmi ve heyecanı vermiştir. Bu yüzden bu eser yüzyıllar boyunca Müslüman dünyasında yaygın bir ün kazanmıştır. 16. Yüzyıl Divan ŞiiriMektuplar Fuzûlî’nin edebi eser niteliğinde kabul edilecek 5 mektubu vardır. Bu mektuplar gönderildiği kişilerin adlarıyla Celâlzâde Mustafa Çelebi Mektubu ŞikayetnâmeCelâlzâde Mustafa Çelebi’nin yazdığı bir fermanla Bağdat ili gelirinden kendisine verilmesini emredilen dokuz akçeyi alamadığını bildirdiği mektubudur. Bu mektubun dışında Ahmet Bey Mektubu, Ayâs Paşa mektubu, Kadı Alaaddin Mektubu ve Şehzade Beyazıd Mektubu olmak üzere 4 edebi mektubu ü Zâhid ve Sıhhat ü Maraz Risale-i Muamma Risalesi ve Matla’ül- İtikâd diğer mensur eserleri arasında yer yalnızca XVI. asrın değil Divân şiirinin en ünlü lirik şairidir. XVI. ASIR OSMANLI SAHASI TÜRK EDEBİYATIXVI. yüzyılda Osmanlı sahası Türk edebiyatı geçen yüzyıllarda atılan temeller üzerinde yükselerek dil, kültür ve sanat bakımından imparatorluk tarihindeki en yüksek seviyesine asırda şairler tarafından işlenen Divan şiiri ahenk ve estetik yönünden zirveye ulaşmıştır. Divân şairleri İslam kültürüyle yoğrulduklarından Arapça ve Farsça’yı şiir dilinde kullanmışlar, hatta bu dillerde eser vermeyi hüner saymışlardır. Arapça ve Farsça’nın dilimiz üzerindeki geçen yüzyıllardaki etkisi daha da artmış, bu durum özellikle mensur eserlerde dili anlaşılmaz hale getirmiştir. 16. Yüzyıl Divan Şiiri“Divanlarda işlenen konular din, tasavvuf, hikmet, rintlik, aşk, tabiat gibi bilinen konulardır. Ancak bu konuları işlerken yapılan benzetmeler ve kullanılan mecazlarda çevrenin ve yerli unsurların şiire girdiği görülür.”MENGİ; 2000 153XVI. asır edebiyatına genel olarak değindikten sonra, bu dönemdeki şairlere ve şairlerin eserlerine 1471 – 1546Balıkesirlidir. Devrinde pek çok şaire, hocalık etmiştir. bunlar arasında Bâkî de vardır Beyazıd Camii avlusunda bulunan küçük dükkanında fal bakmakla geçinen Zâti, burasını bir edebiyat okulu haline getirmiştir. Dönemin genç şairleri, Zâti’ye şiirlerini okuyup, onun fikirlerinden istifade üç bin kadar gazel ve 400 kasideden oluşan büyük bir Divân’a sahiptir. Divân’ından başka Şem’ü Pervane ve Şehrengiz Edirne adlı eserleri ölm. 1557Vardar Yenicesi’nde doğmuştur. Doğum tarihi bilinmemektedir. “Bekar Memi” diye anılan Kanuni ile birlikte Bağdat seferine çıkmış, kaynakların verdiği bir bilgiye göre bu sefer sırasında Fuzuli ile daha yaşarken tanınan ve üstad kabul edilen ender şairlerdendir. Fakat, Bâkî yetişince şöhreti gölgede işlerine fazla önem vermeyen bir yapıya sahip olan Hayâli, şiirde sade ve samimi olarak duygularını dile getirmiş, tasavvuftan yararlanmıştır. 16. Yüzyıl Divan EdebiyatıHayâli Bey mürettep bir Divan’a sahipti. Bu Divan Ali Nihad Tarlan tarafından 1945’te İstanbul’da BeyTaşlıcalı Yahya Bey, Arnavut asıllı devşirme çocuklarındandır. Küçük yaşlarda İstanbul’a getirilerek yetiştirilmiştir. Zamanla askerlikteki rütbesi yükselen Yahya Bey yüzyılın büyük şairleri arasında yer alır. Mürettep bir Divân’ı vardır; fakat daha çok mesnevileriyle ünlüdür. Beş mesneviden oluşan bir Hamse sahibidir. Bu mesneviler Yusuf ile Züleyha, Şah u Gedâ, Gencine-i Râz, Gülşen-i Envâr ve Kitab-ı Usûl’ dür. Bu mesnevilerden en tanınmışı Yusuf kıssasından alınan Yusuf ile Züleyha Malkara ilçesinde doğmuştur. İstanbul’da iyi bir öğrenim gören Nev’i nin medrese arkadaşları arasında Hoca Saadettin Efendi, Üsküplü Valhi, Mecdi Efendi ve Bâkî vardır. İstanbul ve Gelibolu’da müderrislik yapmıştır. Tasavvufla ilgilenen şairin eserleri arasında Divân-ı Netayicü’l- Fünun, Neva’yı Uşşak adındaki mensur eserleri, ayrıca Hadis Erba’in çevirisi ile tasavvufi konuda yazdığı Hasb-i Hal adlı bir mesnevisi de Bağdâdi diye anılır. Şiirlerini çok sıcak bir dille yazmış, süsten ve sanattan kaçmış, şiirlerinde halkın kullandığı kelime ve deyimlere yer vermiştir. 16. Yüzyıl Divan EdebiyatıMürettep bir Divân’a sahip olan Ruhî daha çok Divân’ında bulunan Terkib-i Bend’i ile tanınmıştır. Bu uzun şiirinde toplumun kötü yönlerini eleştirmiş bir çok yerde de alaycı bir dille hicvetmiştir. Terkib-i Bend’e bir çok şair tarafından nazire diğer şairleri arasında Lâmi’î Çelebi, Kemal Paşazade, Figani gibi şairler yer alır. Bu şairler arasında Lami’î Divan sahibi olmasının yanında daha çok mensur eserleriyle yy şiir ve nesir ustalarının kronolojik sırasını vermek, yüzyıl zenginliğini göstermek açısından uygun Kemal Paşazade Hayretî Meâlî Usûlî İshak Çelebi ŞükrîRevânî Zâtî Şahidî Nazmi Fuzûlî Hayali Bey ZaifîAhmet Dukankizade Ulvî Şem’i Kabûlî Meylî Cinanî Çelebi Şemseddin Nevî Alî Bakî Ruhî Bey VasfîMakâlî Hakânî Gazâyî Mecdî Ahdî Ö. 1598Zâtî Hoca Saadeddin AlîFuzûlî BakîSururî Selanikî Hasan Çelebi Çelebi MuhyîAşık Çelebi VahidîBirgivi EnisîEbussuûd Bey Dünyası El Kitabı, 1992 153 DİVAN EDEBİYATI GENEL ÖZELLİKLER 1. Türklerin İslamiyeti benimsedikten sonra girdikleri yeni uygarlık çevresinde Arap ve Fars edebiyatlarını örnek alarak oluşturdukları edebiyattır. 2. 11. ve 12. yüzyıllarda Doğu Türkçesindeki geçiş döneminden sonra Anadolu sahasında ilk ürünlerini 13. yüzyılda veren bu edebiyat, yani Tanzimat Dönemine kadar sürmüştür. 3. Arap ve daha çok Fars edebiyatının estetik yapısı üzerine kurulduğu için bu edebiyatların önde gelen şair ve yazarları üstat kabul edilmiştir. 4. Medrese kültürüyle yetişen aydınların saray-konak çevresinde oluşturduğu bir “yüksek zümre” ya da “seçkinler” havas edebiyatıdır. 5. Konu, tema ve tür olarak sınırları önceden belirlenmiş, öz ve biçim bakımından belli kurallara bağlı bir edebiyattır. 6. Arapça-Farsça sözcük ve tamlamalarla yüklü “Osmanlıca” da denilen ağdalı bir Türkçe kullanılmış, oluşturulan bu seçkin dille yüksek tabakaya seslenilmiştir. 7. Yalın sözden çok süslü anlatıma değer verilmiştir. Sanatçı çeşitli söz sanatlarına başvurarak yapıtını büyük bir titizlikle işlemiş, sanatını bir hüner gösterisine, oyuna dönüştürmüştür. 8. Aşk, şarap, rintlik, hikmet gibi din dışı konuların yanı sıra din ve tasavvuf konularına yer verilmiş, hemen her konu birçok sanatçı tarafından işlenmiştir. 9. Bu edebiyatı besleyen başlıca kaynaklar Kur’an âyetleri ve hadisler; tefsir, fıkıh, kelâm gibi dînî ilimler; İslam tarihi; tasavvuf; İran mitolojisi Şehname; Peygamber ve evliya hikâyeleri; kimya, simya, tıp, astronomi, musiki gibi çağın ilimleri ve günlük yaşam gerçekleridir. 10. Nesirden çok nazım önem kazanmış, ürünlerin çoğu nazım yoluyla yazılmıştır. Divan Edebiyatı Nazımda Şiirde Görülen Başlıca Özellikler 1. Aruz ölçüsü kullanılmıştır. 2. Nazım birimi genellikle beyit, bazen benttir. 3. İran ya da Arap edebiyatından alınan gazel, kaside, mesnevi, müstezat, kıt’a, murabba, rubai, terkibibent gibi nazım biçimlerinin yanı sıra Türklere özgü tuyuğ ve şarkı nazım biçimleri kullanılmıştır. 4. Şiirler, işledikleri konuya göre “tevhid“, “münacat“, “naat“, “hicviye“, “methiye“, “fahriye“, “mersiye” gibi farklı türlere ayrılmıştır. 5. Bir kural olmamakla birlikte belli konular belli biçimler kullanılarak işlenmiştir. Örneğin aşk, şarap gibi konular için gazel; övgüler için kaside; daha çok Arap ve İran edebiyatından alınan hikâyeler için mesnevi biçimi seçilmiştir. 6. Duygu, düşünce ve hayalleri dile getirmek için “mazmun” denilen kalıp sözlere başvurulmuş; örneğin boy için “servi“, kaş için “yay“, diş için “inci“, yüz için “ay, güneş” sözcükleri kullanılmıştır. 7. Kafiye üzerinde titizlikle durulmuş, tam ve zengin kafiye kullanılmış, göz için kafiye esas alınmıştır. 8. Söyleyiş güzelliği ve ahenge büyük önem verilmiştir. 9. Bütün güzelliğinden çok, parça beyit güzelliği esas alınmıştır. 10. Mesneviler dışında konu birliğine genellikle uyulmamıştır. Örneğin gazelin her beytinde farklı konular işlenebilir. 11. Divan adı verilen kitaplarda toplanan şiirlerin başlık niteliğinde özel bir adı yoktur. Divan Edebiyatı Nesirde Düz Yazıda Görülen Başlıca Özellikler 1. Divan edebiyatında nesir, şiirden az gelişmiştir. Bunda düzyazı ürünlerinin edebi eser sayılmamasının etkisi de büyüktür. 2. Divan edebiyatında üç tür nesir anlayışı vardır Sade nesir, süslü nesir ve orta nesir. 3. Sade nesirde halkın konuştuğu dilden pek uzaklaşılmamıştır. Halk kitapları, Kur’an, hadis açıklamaları bu tarzda yazılmıştır. En başarılı örneğini Kâbusnâme adlı çeviri eseriyle Mercimek Ahmet vermiştir. 4. Süslü nesirde şiirdeki gibi hüner, marifet göstermek amaçlanmıştır. Bu türe genellikle medrese öğrenimi görmüş, Osmanlıcayı iyi bilen yazarlar yönelmiştir. Çok uzun cümlelerin, secilerin, bol söz ve anlam oyunlarının göze çarptığı bu türün en belirgin örneklerini Sinan Paşa, Veysi ve Nergisi vermiştir. 5. Orta nesir ise yer yer süslü nesre kaçmakla birlikte bir konuyu anlatma, öğretme amacı güder. Özellikle tarih, gezi, coğrafya ve din kitapları bu türde yazılmıştır. Evliya Çelebinin Seyahatnamesi ve Kâtip Çelebinin eserleri orta nesrin en tipik örnekleridir. 6. Divan edebiyatı nesrinde Arapça ve Farsçadan alınan kimi bağlaçlar ki, vü, u, ü çok sık kullanılmış, cümleler gereksiz yere uzatılmıştır. 7. Eserlerin hiçbiri paragraflara bölünerek yazılmamıştır. 8. Noktalama işaretleri kullanılmamıştır. 9. Nesir yazarlarına “münşi” , nesir yazmaya “inşa“, nesir yazılarıyla oluşturulan mecmualara da “münşeat” denmiştir. 10. Mensur düz yazıya dayalı eserler, tezkire, seyahatname, sefaretname, siyasetname, hilye, siyer, tarih, gazavatname, kıyafetname, menakıpname, fütüvvetname, pendname gibi türlerde yazılmıştır. Divan edebiyatında nesir, şiir kadar olmasa da fazlaca kullanılan bir türdür. Divan edebiyatında nesre “inşa” düzyazı yazanlara da “münşi” adı verilirdi. Nesir; yaymak saçmak, dağıtmak anlamına gelir. Bugünde “nesir kelimesinin karşılığı olan kelime “düzyazı” kelimesidir. Divan Edebiyatında Nesir Özellikleri Divan edebiyatındaki nesir eserlerde noktalama işaretleri konu veya düşünceden çok, söyleyiş dili oldukça ağır olup Arapça ve Farsça tamlamalarla sanatlarına oldukça fazla yer oldukça uzun olup herhangi bir paragraf yapısı ahenk “seci” adı verilen uyaklı sözlerle edebiyatında nesirde dini-ahlaki konularda işlendildiği gibi, gezi, tarih, toplumsal konular, bireysel duygularda işlenmiştir. Divan edebiyatında üç çeşit nesir düzyazı türü bulunmaktadır. Bunlar sade nesir, orta nesir ve süslü nesirdir. Sade Nesir Sade nesir, halkı bilinçlendirmek için yazılan, sanatsız, tamlamalardan uzak oldukça yalın yazılan nesirlerdir. Daha çok, hadis ve tefsir kitapları, tarih, menakıpname gibi eserlerde kullanılır. Sade nesire verebileceğimiz en iyi örnek, Mercimek Ahmet’in “Kabusname” eseridir. Bu eser Farsçadan çevrilmiştir. Aşağıdakilerde sade nesre örnek olarak gösterilebilir Seydi Ali Reisin Mir’atü’l-Memalik adlı gezi yazısı ve Kitabü’l Muhit adlı coğrafya kitabı 16. yüzyılSehi Beyin Heşt Behişt adlı şuara tezkiresi 16. yüzyılAşıkpaşazade’nin Tevarih-i Al-i Osman Osmanlı Tarihi adlı eseri 15. yüzyılMercimek Ahmedin Kabusname tercümesi 15. yüzyılKul Mes’utun Kelile ve Dimme tercümesi 14. yüzyılEvliya Çelebi Seyahatnamesi Orta Nesir Sade ve süslü nesrin özelliklerini taşıyan nesir örneğidir. Daha çok tarih kitaplarında ve tezkirelerde karşımıza çıkar. Öğretici bir amacı olan, bilim ve kültür konularında yazılmış yapıtların çoğu orta nesir niteliğini taşır. Orta nesirde söz ve anlam oyunlarından, hüner ve marifet göstermekten kaçınılır ve içerik ön planda tutulur. Süslü Nesir Yazarların hüner ve marifetlerini göstermek amacıyla yazılan nesirlerdir. Süsle nesirde oldukça fazla tamlama bulunmaktadır ve secilerle doludur. Anlaşılması da buna bağlı olarak oldukça güçtür. Süslü nesire edebiyatımızda verebileceğimiz en iyi örnek, Sinan Paşa’nın Tazarruname adlı eseridir. 17. Veysi ve Nergisi de süslü nesirde başarılı örnekler vermişlerdir. Süslü nesir daha çok tezkire türünde kullanılmıştır. 16. yy. da Aşık çelebi tarafından başlatılan bu gelenek 19. yy. da Fatin Efendi’ye kadar devam etmiştir. Divan Edebiyatında Nesir Türleri Divan edebiyatında nesirler şiir kadar önem görmese de oldukça kaliteli ve önemli eserler bulunmaktadır. Fakat Divan Edebiyatı şiir odaklı ilerlediği için mensur eserler gerektiği değeri görememiştir. Divan edebiyatındaki nesir türlerini şu başlıklar altında inceleyebiliriz TezkirelerDini-Tasavvufi-Ahlaki EserlerMenakıbnameler, VelayetnamelerSurnamelerSeyahatnamelerMektuplar/MünşeatlarGazavatnameler, fetihnameler, zafernameler/Süleymannameler – SelimnamelerFermanlarSalnamelerSiyasetnameler, öğüt verici eserlerVasiyetnamelerSefaretnamelerAnı/HatıratTarih Tezkire Tezkire divan edebiyatındaki biyografi niteliğindedir. Edebiyatımızdaki ilk tezkire örneğini Ali Şir Nevai’nin Mecalisü’n Nefais adlı eseridir. Diğer önemli eserler ise Latifi’nin Tezkiretü’ş Şuara ve Sinan Paşa’nın Tezkiretü’l Evliya eserleridir. Şairlerin yaşam öykülerini konu alan tezkilerelere tezkiretü’ş şuara, dini kişiliklerin hayatlarının anlatıldığı eserlere tezkiretü’l evliya denir. Anadolu’daki en önemli örnek Sehi Bey’in Heşt Behişt Tezkiresi’dir. Sefaretname Osmanlı elçilerinin bulundukları bölgede ait bilgi ve izlenimleri anlattıkları eserlerdir. Birnevi gezi yazısıdır. Yirmisekiz Çelebi Mehmet’in “Paris Sefaretnamesi” adlı eseri sefaretnamenin en başarılı örneklerinden biridir. Seyahatname Yazarların gezip gördükleri yerlere ait bilgi izlenimlerinini kaleme aldıkları eserlerdir. Seyahatnamede amaç, gezilen yerlerin doğal güzelliklerini, toplumsal yaşamlarını, gelenek ve göreneklerini tanıtmaktır. Seyahatname deyince aklımıza ilk gelen Evliya Çelebi ve o muhteşem eseri Seyahatname’dir. Diğer bir önemli seyahatname ise Seydi Ali Reis’in “Miratü’l Memalik” eseridir. Bu eser hem seyahatname hem de anı özelliği taşır. Siyasetname Divan edebiyatında nesir türlerinden bir diğeri siyasetnamedir. Siyasetname, devlet adamlarına yöneticilikle ilgili bilgi ve öğütlerin verildiği eserlerdir. Bu eserlerde hükümdarlara devlet nasıl yönetmesi gerektiği, ideal bir devlet örgütünün nasıl olması gerektiği gibi konular anlatılır. Edebiyatımızdaki siyasetnameye ilk örnek olarak Yuusf Has Hacip’in mesnevi şeklinde yazdığı Kutadgu Bilig adlı eserini örnek gösterebiliriz. Ayrıca Nizamülmülk’ün “Siyasetname” ve Lütfi Paşa’nın “Asafname” adlı eserleri bu türün başarılı örneklerindendir. Münşeat Münşeat çeşitli mektuplaradn ve süslü nesir örneklerinden oluşan eserlerdir. Nabi’nin özel-resmi mektuplarından ve süslü nesir yazılarından oluşan “Münşeat” adlı eseri bu türün başarılı bilinen örnek Fuzuli’nin Şikayetname adlı eseridir. Kısasu’l Enbiya Prygamberlerin hayatlarının anlatıldığı eserlerdir. Edebiyatımızdaki ilk ve en güzel örneği Rabguzi’nin 1310 yılında yazdığı Kısasu’l Enbiya eseridir. Ayrıca Ahmet Cevdet Paşa’nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa adlı eserleri de kısasu’l enbiya örnekleridir. Surname Şehzadelerin sünnet düğünleri ve “kadın hükümdarların düğün törenleriyle ilgili eserlerdir. Surnamelerin az da olsa manzum olarak yazılanları da vardır. Şehrengiz Bir şehrin güzelliklerinin anlatıldığı eserlerdir. Daha çok nesir olarak yazılsa da edebiyatımız da manzum olarak yazılan şehrengizler de vardır. Gazavatname Gaza; din uğruna yapılan savaşlarıdır. Gazavatnamelerde bu savaşların anlatıldığı manzum veya düzyazılı eserlerdir. Osmanlı Devleti’nin Yükselme Devri’nde çok yazılmış, sonraları azalmıştır. Divan Edebiyatında Nesir Sanatçıları SİNAN PAŞA Sinan Paşa İstanbul’un ilk kadısı Hızır Bey’in oğludur. Medresede Müderrislik ve devlette çeşitli görevlerde bulunmuştur. Şiirleri de vardır. Ama Sinan Paşa süslü nesrin ilk temsilcisi sayılır. En önemli eseri tasavvufi düşüncelerin işlendiği Tazarrunamedir. Maarifname ve Tezkiretü’l-Evliya diğer önemli eserleridir. ÂŞIKPAŞAZÂDE Şair Ahmet Paşa’nın torunudur. Tarih yazarı olarak ün yapmıştır. Sade bir dili vardır. En önemli eseri Tevarih-i Al-i Osman Osmanlı Tarihi dir. KÂTİP ÇELEBİ Katip Çelebi, Hacı Halife adıyla da bilinir. Çeşitli devlet görevlerinde bulunmuş ve ordularla çeşitli seferlere katılmıştır. Tarih, coğrafya, biyografi, bibliyografi, otobiyografi; ahlak, tasavvuf, eğitim, düşünce, toplum yapısı, tıp, etnoloji gibi, tür ve konularla ilgili geniş bilgiye sahip bir kişiliktir. Süslü nesir örnekleri vermemiş, topluma yararlı olmak için sade dili tercih etmiştir. Önemli eserleri Keşfü’z-Zunun eser ve yazarın tanıtıldığı bir bibliyografidir. Batılı anlayışla hazırlanmış bir coğrafya eseridir. Dünyanın yuvarlak olduğunu da 16. ve 17. yüzyıl olaylarını işleyen bir tarih Esfarü’l-Bihar Büyüklerin deniz seferlerinden yadigar Deniz seferlerinden ve büyük Türk denizcilerinden söz Dini, ahlaki, toplumsal konuları işleyen didaktik bir eserdir. Pozitif bilimlerin gerekliliği, batıl inançların açtığı yaralar, inanç özgürlüğü, hoşgörü gibi konuları Devlet işlerinde gördüğü aksaklıkları ve çarelerini anlatan bir kitaptır. SEHİ BEY Heşt Behişt adlı şuara şairler tezkiresi ile tanınmıştır. Bu eserinde 200 kadar şair hakkında, sade ve açık bir dille bilgiler sunar. SEYDİ ALİ REİS Seydi Ali reis aslında denizcidir ve asıl ünü denizcilik sahasındadır. Fakat şairlik ve yazarlık yönüde oldukça donanma komutanlarındandır. Çıktığı Hindistan seferinde donanmasını Hint Okyanusu’ndaki fırtınada kaybedip karadan ülkeye dönmüştür. Eserlerinde Sade bir dil kullanmıştır. Hatta halk ozanları tarzında şiirler yazmış, bazı eserlerinde Çağatay Türkçesini kullanmıştır. En önemli eseri Mir’atü’l-Memalik adlı eserdir. Bu eser Hint seferi sırasında yaşadıklarını anlatır. Bir diğer eseri, o zamana göre önemli denizcilik bilgilerini içeren Kitabü’l-Muhit’tir. PİRİ REİS Ünlü Türk denizcisidir. Kitab-ı Bahriye adlı denizcilik kitabı ve buna eklediği haritalarla tanınır. FERİDUN BEY Feridun Bey Münşeatı adıyla tanınan bir eserin sahibidir. Eser Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan III. Murat zamanına kadar bazı önemli olaylarla, padişahlarla ilgili bilgi ve belgeleri içeren bir derlemedir. Şiirler de yazan Feridun Bey’in bir divanı ile birkaç düzyazı eseri vardır. EVLİYA ÇELEBİ En önemli seyahatname yazarıdır. Sade ve doğal, hatta yer yer özensiz ve serbest bir dili vardır. Özel olarak ve resmi görevlerle Osmanlı Devleti’nin pek çok yerini ve İran’dan Avusturya’ya kadar bazı dış ülkeleri dolaşmış, gördüklerini, yaşadıklarını Seayahatname adlı eserinde anlatmıştır. On ciltlik Evliya Çelebi Seyahatnamesi; tarih, coğrafya, sosyoloji, folklor, hukuk, etnoloji gibi alanlar için de kaynaktır. YİRMİSEKİZ ÇELEBİ MEHMET Osmanlı Devleti’nin Avrupa’ya gönderdiği sürekli elçilerden ikincisidir. Padişah III. Ahmet’e sunduğu Sefaretname’si ile tanınır. Fransa’da gördüğü yenilikleri anlatmıştır. Abdal Gezgin derviş. Beyit İki dizeden oluşan dize sonlarındaki sözcükleri birbiriy­le uyaklı Divan edebiyatı nazım birimidir. Bend Şiirde dört veya daha çok dizeden oluşan birime denir. Bahariye Baharın gelişinin müjdelendiği, doğadaki değişimi dile getiren kaside­lerdir. Beytü'l kasid Kasidenin en güzel beytine verilen isimdir. Beytü'l gazel Gazelin en güzel beyti olup şah beyit olarak da adlandırılır. Culusiyye Padişahın tahta çıkışı için kaleme alınan kasidelere denir. Darb-ı Mesel Bir durumu, olayı bir örnekle anlatmakta kullanılan kalıplaşmış sözlerdir. Dâriyye Yeni yapılan bir yapı için yazılan kasidelere verilen isimdir. Fetihname Savaşılarak alınan bir yerin masalımsı bir üslupla anlatıldığı yapıtlardır. Divançe Küçük divan anlamına gelir. Yani içerisinde daha az şiir bulunan divanlardır. Düzenlenişleri ve içerik­leri divanlarla aynıdır. Derviş Bir tarikata girmiş ve tarikatın kurallarına uygun yaşayan kişilere verilen isimdir. Divan Şairlerin şiirlerini topladıkları kitapların ismidir. Farklı nazım biçimleri ile oluşturulan şiirler bu kitaplarda bulunur. Fenafillah Tasavvuftaki son aşamadır. Allah'ta yok olma demektir. Fütüvvetname "Ahilik" teşkilatında olanların töresini belirleyen eserlerdir. Fütüvvetname, aynı zamanda gelenekleri ve görgü kurallarını da açıklar. Hâbname Bir olay veya bir kişiyle alakalı düşünceleri sanki rüyada görülmüş gibi anlatılarak yazılmış eserlere denir. Halife Tarikat kurucusunun ya da şeyhin kendisine vekil kabul ettiği dolayısıyla yetki verdiği kişidir. Hamse Beş mesnevinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan eserlerdir. Ali Şir Nevai, Türk edebiyatının ilk hamsesini oluşturmuştur. Hezliyat Alaylı bir üslupla yazılmış kaba şakalar içeren eleştirel konulu nazım türüdür. Hilye Peygamberimiz fahr-ı âlem SAV ile dört halifeyi ruhsal ve fiziksel güzellikleriyle ve örnek davranışlarıyla anlatan yapıtlardır. Hicviye Halk edebiyatı'nda taşlama, Batı edebiyatında satirik olarak isimlendirilen ve kişileri, toplum veya kurumları eleştiren yazılara verilen isimdir. Nef'i'nin "Sıham-ı Kaza" eseri divan şiirinin en önemli hicviye örneğidir. Gazavatname Din uğruna yapılan savaşların dile getirildiği manzum ve düzyazı şeklindeki yazılardır. Güldeste Seçme manzum ya da nesir yazılarının bir araya getirildiği dergi veya antoloji anlamına gelir. Tehzil Şaka yoluyla tanınmış bir şaire nazireyi andırırcasına aynı ölçü ve kafiye ile kaleme alınan yazılardır. Tezkire Çeşitli meslek dallarından önemli şahsiyetlerin hayatlarını anlatan eserlere denir. Şairleri tanıtan tezkirelere "şuara tezkiresi" veya "tezkiretü'ş şuara" denir. Evliyaların hayatlarını anlatanlar "tezkiretü'l evliya" adını alır. Batı edebiyatında bunun karşılığı "biyografi"dir. Türk edebiyatında ilk örnek Ali Şir Nevai'nin "Mecalisü'n Nefais" eseridir. Anadolu sahasında ilk örnek ise asıl adı "Heşt Behişt" olan Sehi Bey Tezkiresi' Bir mısra veya beytin başka bir şair tarafından bir nazım biçimine tamamlanmasıyla ortaya çıkan şiirlerdir. Taç beyit Kasidede şairin mahlasının yer aldığı beyite verilen isimdir. Tecnis Cinas Terane Rubainin diğer ismidir. Tekke Tasavvuf ehli kişilerin eğitim gördükleri yer, kuruluş anlamlarında kullanılır. Tarikat Allah'a ulaşma yolunda benzer şekilde düşünenlerin oluşturduğu topluluktur. Tecelli Tanrı ile bir olmak, Allah'ın varlığının göstergesi anlamına gelir. Tahmis Bir gazelin her iki dizesinin başına üç dize daha eklenerek oluşturulan nazım biçimine denir. Tardiye Beşer dizelik bendlerden oluşan musammat türündeki manzum yazılardır. Kırk Hadis Peygamberimizin SAV sahih olan kırk hadisinin açıklamasını içerir. Kıssa Çoğunlukla mesnevi şeklinde kaleme alınan öğüt verici, masal, fıkra ve öykülere denir. Kısas-ı Enbiya Peygamberlerin daha çok mucizelerinin anlatıldığı eserlerdir. Kıta-ı Kebire Beyit sayısı ikiden fazla olan kıt'a demektir. Letaifname Güldürü öğeleri ön planda olan anı ve fıkra nitelikleri taşıyan eserlere verilen addır. Lugaz Divanların son kısmında yer alan nesnelerin özellikleri anlatılarak sorulan manzum şekildeki bilmecelere denir. Mahlas Divan Edebiyatı'nda şairin kendi ismi yerine kullandığı ve şiirlerin son kısmında geçen takma adlardır. Mazmun Divan şiirinde bazı kavramların bütün şairlerce ortak kullanılmasıdır. Kalıplaşmış sözlerdir. Boy için "servi", ağız için "mim"in kullanılması gibi. Mevlit Peygamber efendimizin SAV kutsal doğumundan itibaren muhteşem hayatının belirli zamanlarını anlatan mesnevi biçiminde yazılan eserlerdir. Süleyman Çelebi'nin kaleme aldığı "Mevlit" eseri en ünlü örnek olarak bilinir. Muamma Cevabını bir kişinin isminin oluşturduğu manzum bilmecelere verilen addır. Menakıbname Bir velinin keramet ve hayatını konu edinen yapıtlardır. Mersiye Ölen birinin arkasından kaleme alınan şiirlerdir. İslamiyet öncesi "sagu" türü ile halk edebiyatındaki "ağıt" türünün aynısıdır. Baki'nin yazdığı "Kanuni Mersiyesi" bu türün en önemli örneği sayılır. Miraciye Hazreti Muhammed'in SAV göğe yükselişini konu alan edebi yapıtlara verilen isimdir. Mısra Şiirin dizelerinden her birine verilen isimdir. Maşuk Sevgili Münşeat Mektup türüyle oluşturulmuş metinleri içeren eserlerdir. Mahlasname Bir şaire mahlas vermek amacıyla kaleme alınan şiirlerdir. Makta Gazel ve kasidenin son beytine denir. Matla Gazel ve kasidenin ilk beytine denir. Menkıbe Din büyüklerinin, evliya mertebesindeki kişilerin başlarından geçen olayları anlatan eserlerdir. Mısra-i Azade Tek başına anlam taşıyan ve hiçbir manzumenin parçası olmayan tek dizelere verilen isimdir. Muaşşer On dizeden oluşan musammatlardır. Münşi Nesir yazarı. Müsebba Yedi dizeden oluşan musammatlara denir. Müseddes Altı dizeden oluşan musammatlara denir. Müsemmen Sekiz dizeden oluşan musammatlara denir. Nazire Şairlerin, bir başka şairin şiirinin üzerine aynı uyak ve ölçü ile yazdığı şiirdir. Nazire taklit edilen kişi için ödül ve beğenme anlamına gelir. Edebiyatımızda Bağdatlı Ruhi'nin "terkibent" adlı şiiri en fazla nazire yapılan şiir unvanına sahiptir. Ziya Paşa'nın yazdığı nazireler ise en ünlü nazireler sayılır. Pendname Nasihatnameler içeren eserlerdir. Ahlaki ve dini konularda öğütler içerir. Hayriye, Nabi Kabusname, Mercimek Ahmet pendname türünün önemli örnekleridir. Pir Tarikat kurucusu. Rahşiye Divan Edebiyatı'nda atlar için yazılmış kasidelerdir. Kasidelerin nesib bö­lümünde atlardan övgüyle söz edilir. Ramazaniyye Ramazanın gelişini kutlamak amacıyla yazılan kasidelerdir. Risale Mektup veya mektup biçiminde yazılmış küçük kitaplara verilen isimdir. Saki Mürşid, Allah aşkını sunan yol gösteren demektir. Sakiname Divan Edebiyatı'nda içki ve içki âlemlerinin övülerek dile getirildiği şiir türüne denir. Sefaretname Siyasi bir görevle yurt dışına gönderilen elçilerin gittikleri yerlerle ilgili yazdıkları eserlere denir. 28 Çelebi Mehmet'in "Paris Sefaretnamesi" bu türün en tanınmışıdır. İlk örneğini ise Viyana Sefaretnamesi ile Kara Mehmet Çelebi vermiştir. Seyahatname Gezilip görülen yerlerin bıraktığı izlenimlerinin anlatıldığı düzyazı türüdür. En önemli örnek Evliya Çelebi Seyahatnamesi'dir. Babür Şah'ın "Babürname", Seydi Ali Reis'in "Miratü'l Memalik" eserleri ilk seyahatname örnekleridir. Siyasetname Devleti idare etme şekli hakkında nasihatler içeren didaktik eserlerdir. Siyer Peygamberimizin SAV hayatını anlatmak amacıyla yazılan eserlerin ortak adıdır. Mesnevi şeklinde de yazılabilir. Veysi'nin "Siyer-i Veysi" en ünlü siyer örneği kabul edilir. Surname Osmanlı şehzadelerinin sünnet olma törenleri ile kadın sultanların doğumlarını anlatan düzyazı veya manzum olarak yazılan eserlerdir. Nabi'nin "Surname" eseri bu anlamda ön plana çıkar. Sâliyye Yeni yılı kutlamak amacıyla yazılan kasidelere denir. Sehl-i Mümteni Basit ve sade gibi görünen fakat benzerinin yapımı çok zor olan eser demektir. Suriye Düğün törenlerinin anlatıldığı kasidelerdir. Şehrengiz Bir şehrin güzelliklerinin her açıdan anlatıldığı eserlerdir. Şitaiye Kış mevsimini anlatmak için yazılan kasidelerdir. İktibas İfadeye güç katmak ve ifadeyi inandırıcı kılmak için ayet ve hadisten alıntı yapmaktır. İnşa Düzyazı nesir İnsan-ı Kamil Fenafillah'a ulaşmış olgun insan, kâmil insan anlamına gelir. İskendername Büyük İskender'in seferlerinin anlatıldığı eserlerdir. Iydıyye Bayramiyye Bayram kutlaması için kaleme alınan kasidelere denir. Vakayiname Bir kronoloji ile tarihsel olayların yazarın öznel anlatımıyla dile getirilmesidir. Vakayiname yazarlarına "vakanüvis" adı verilir. Velâyetname Velilerin hayatlarını anlatan eserlere denir. Vücudu Mutlak Tek varlık olan Allah anlamına gelir. Vahdeti Vücud Allah'ın bir ve tek olması anlamına gelir. Yek ahenk Divan şiirinde beyitler arasında anlam ilişkisi olan gazellere denir. Yek avaz Divan şiirinde beyitlerinin hepsinin aynı ses birliği ve kalitede olması demektir. Ziyade Müstezat nazım biçiminde uzun dizeden sonra gelen kısa dizelere denir. Ayrıca bakınız

divan edebiyatı nesir örnek metinler